- Apr 2025
-
kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr
-
sanığın iddia tanıklarını sorguya çekme veya çektirme hakkı güvence altına alınmıştır.
kalender senem çapraz sorguya hakim tarafından alınmamıştır
-
-
kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr
-
Başvurucu, soruşturma kapsamında elde edilen bilgi ve belgelerin kendisine verilmediğini veya olayın sorumlusunun tespitini sağlayacak nitelikteki ilave delil tespitinde bulunma ya da araştırma yapılmasına yönelik taleplerinin soruşturma makamlarınca reddedildiğini de iddia etmemiştir.
bizim olayda ikinci bir sağlık rağorundan haberimizin olmaması ve bilirkişi talebimizin reddedilmesi
-
-
kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr
-
27. Bu durumda tazminat ödenmesi için gerekli şartların oluşup oluşmadığını somut olayın hukuksal koşulları çerçevesinde değerlendirerek söz konusu talep hakkında bir hükme ulaştığı görülen Mahkemenin, yargısal fonksiyonun esasını oluşturan uyuşmazlığın içinde yer alan maddi ve hukuki sorunların bütünüyle ele alınması ve karara bağlanması işlevini yerine getirmediğinden söz edilemez. Bu itibarla adil yargılanma hakkı kapsamındaki karar hakkı yönünden bir ihlalin olmadığının açık olduğu sonucuna varılmıştır.
- Başvurucu, Mahkemenin özlük ve parasal haklarına yönelik herhangi bir değerlendirme ve inceleme yapmadan karar verdiğini belirterek adil yargılanma, mülkiyet ve çalışma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. buna rağmen, yukarıda lehe delillerin dikkate alınmaması dedik ancak bu seferde aym kıvırmak suretiyle istediği kararı vermiş
-
21. Mahkemenin önündeki uyuşmazlığı karara bağlarken taraflardan birinin iddia ve savunmasına bağlı kalarak buna karşı diğer tarafın öne sürdüğü esaslı itirazları tartışmadan yargılamayı sonuçlandırması hâlinde -ortada şeklî anlamda bir karar bulunsa bile- gerçek anlamda bir yargılama yapıldığından bahsedilemeyecektir. Bu durumda uyuşmazlığa karşı yargı yolunun teorik olarak açık olması pratikte bir anlam ifade etmeyecek, böylece karar hakkı ve dolayısıyla adil yargılanma hakkı bir yanılsamadan ibaret kalacaktır (benzer yöndeki değerlendirme için bkz. Berrin Baran Eker [GK], B. No: 2018/23568, 2/7/2020, § 56).
adil yargılanma hakkı lehe iddiaları dikkate almaması, tartışmaması
-
- Mar 2025
-
karararama.yargitay.gov.tr karararama.yargitay.gov.tr
-
Adli Tıp Kurumu ilgili Şube Müdürlüğünden rapor temini ile sanığın hukuki durumunun tespit ve tayini gerekirken, eksik inceleme ile yargılamaya devamla hüküm kurulması,
adli tıp raporu ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması
-
3)Katılan ... olaydan sonra aynı gün içinde önce pratisyen doktor sonra da acil tıp uzmanında muayene edilirken sanık tarafından yüzüne birden çok defa delgeçle vurulduğunu söylemiş ve bu ifadesini soruşturma ve yargılamanın hiçbir aşamasında değiştirmemiştir.
burası alınabilir
-
-
kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr
-
Sonuç olarak, başvurucunun yaralanmasının doğrudan kamu görevlilerinin müdahalesi sonucu meydana gelip gelmediği ortaya konulmadığı için kötü muamele yasağının maddi boyutunun ihlal edilmediği kanaatine vardığımdan, çoğunluğun aksi yöndeki kararına katılmıyorum.
kesinlikle aynen bizim olay
-
26. Somut olayda, yürütülen soruşturmanın şüphelilerin konuyla ilgili açıklamalarına aşırı değer verilerek neticelendirilmesi nedeniyle soruşturmanın bağımsızlığı hususunda soru işaretleri doğmuştur. Başvurucunun kesin adli raporu aldırılmamış, başvurucuda tespit edilen bulguların düşme ile uyumlu olup olmadığı araştırılmamış, başvurucunun kulağından ameliyat olması ve bu durumun gözaltı çıkış raporundaki bulgularla bağlantısını bulunup bulunmadığının tespiti için çaba gösterilmemiştir. Bu nedenle başvuruya konu maddi olayın açıklığa kavuşturulması ve olası bir sorumluluğun tespiti yönünde gerekli özenin gösterilmediği sonucuna ulaşılmıştır.
aynı bizim olay
-
24. Somut başvuruda, başvurucunun gözaltına alınması sonrasında alınan raporda darp cebir izi bulunmadığının belirtildiği, gözaltı çıkış raporunda ise darp ve cebire işaret eden bazı bulguların tespit edildiği anlaşılmaktadır. Gözaltı çıkış raporundaki bulgular konusunda 16/9/2019 tarihli rapor ile jandarma personelinin kolluk ifadeleri ve bu personelin Başsavcılık tarafından alınan ifadeleri arasında çelişki bulunduğu görülmektedir. Başvurucunun gözaltı çıkış raporundaki bulgular, tutanak içeriğiyle ve soruşturma kapsamında dinlenen jandarma personelinin İlçe Jandarma Komutanlığında ifade ettiği "kaçmaya teşebbüs eden başvurucuya zor kullanılması" ve Başsavcılık tarafından alınan ifadelerde geçen "düşme" olguları ile uyumlu değildir. Yürütülen soruşturma sırasında da bu husus açıklığa kavuşturulamamıştır. Dolayısıyla başvurucunun yaralanması olayıyla ilgili olarak tatmin edici ve inandırıcı açıklama getirme yükümlülüğü yerine getirilmemiştir. Anayasa Mahkemesinin Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında yasaklanan muamelelerle ilgili değerlendirmeleri gözetildiğinde başvurucunun yaralanmasına neden olan muamele, insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir muamele olarak kabul edilmelidir (bahsi geçen muamelelerle ilgili ayrıntılı açıklamalar için birçok karar arasından bkz. S.D., § 84-88; Cengiz Kahraman ve Kenan Özyürek, §§ 90-94). Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının maddi boyutunun ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır.
vücuduma sopa ile vurdu demesine rağmen vücudunda darp izine rastlanmaması
-
-
x.com x.com
-
BAM, bu çelişkiyi “gerekçelendirme eksikliği”
bu durumda bu çelişkinin gerekçelendirme eksikliği kısmında tekrara düşmeden açık ve net olarak ortaya koymak gerekmektedir.
-
-
x.com x.com
-
Adli Para Cezasına Çevirme (TCK Madde 50) ve HAGB (CMK Madde 231) Uygulamalarındaki Farklılıklar: İlk kararda hapis cezası adli para cezasına çevrilmişken, yeniden yargılamada buna yer olmadığı belirtilmesi, suçun ağırlığı artsa da sanık lehine ertelenme kararı verilmesiyle çelişir. Bu durum, mahkemenin cezalandırma politikasında tutarsızlık sergilediğini ve TCK’nın cezaların bireyselleştirilmesi ilkesine aykırı davrandığını gösterebilir. BAM, bu çelişkileri “hukuka aykırı uygulama” (CMK Madde 289/1-g) kapsamında inceleyebilir.
ancak 1 yılın üstündeki cezalar para cezasına çevrilmiyor
-
Bu denetimde, kararın gerekçelerinin yeterliliği, iç tutarlılığı ve hukuki dayanaklarının doğruluğu kritik öneme sahiptir.
bunların eksik olduğu anlaşılmaktadır.
-
bu çelişkiler ile Hukuki Güvenlik ve Tutarlılık İlkelerine Aykırılıklar, bu yeniden yargılama kararının BAM istinafında bozulmasını sağlamaya "YETERLİ MİDİR"
bu bağlantı buradan itibaren tarafımı ilgilendiriyor
-
-
x.com x.com
-
Hukukun temel amacı olan adaletin sağlanması için, aynı koşullarda verilen kararların birbirine uyumlu ve gerekçelerinin güçlü olması şarttır; aksi halde, yargı süreci keyfi bir uygulamaya dönüşür.
istinafta yani savunmada ciddi bir argüman.
-
-
kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr
-
tanık sorgulama hakkının ihlal edildiğine
Bravo valla . anlattı anlattı ve durumu buraya bağladı. ben se bunu hayatta yapamıyorum.
-
Dolayısıyla somut olayda beyanı mahkûmiyete belirleyici ölçüde esas alınan ve başvurucuya sorgulama veya sorgulatma imkânı verilmeyen tanık E.D.nin ifadesine dayanılarak mahkûmiyet hükmü kurulmasının bir bütün olarak yargılamanın hakkaniyetini zedelediği sonucuna ulaşılmaktadır.
bizim olayımızda da bu şekilde hüküm kurulması ... aykırıdır
-
dışında Mahkemece katılanın beyanları ile adli tıp raporlarının dikkate alınmasının ve başvurucu lehine ifade veren diğer tanıkların beyanlarına itibar edilemeyeceğine dair değerlendirme de yapılmasının beyanı belirleyici ölçüde mahkûmiyete temel alınan tanığı sorgulama imkânı tanınmaması nedeniyle savunma makamının maruz kaldığı sınırlamayı telafi ettiğini söylemek mümkün gözükmemektedir.
işte yukarıda yer verilen karar duruşması, bilirkişi talebi ve aleyhime olan diğer durumlar
-
Mahkemece tanık beyanının güvenilirliği hususunda başvurucuda oluşan kuşkuların giderilmediği anlaşılmaktadır
diğer iki tanığın yalancı çıkması, aramızdaki husumet, katılanı hastaneye götürmediği ve getirmediği, dost ve arkadaş oldukları
-
Bu yüzden tanığın gösterdiği reaksiyonlar konusunda Mahkemenin dikkati çekilememiş, tanığın beyanlarının güvenilirliği test edilememiştir.
demek ki bu davranışlar duruşmada etkili.
-
Mahkemenin herhangi bir gerekçe de göstermediği anlaşılmaktadır.
Mahkemenin herhangi bir gerekçe de göstermediği anlaşılmaktadır.
-
hazır bulunmadığı oturumda dinlenildiği,
bizimde karar duruşmasında olamadığımız halde karar verildiği ve ...
-
Mahkûmiyet kararı katılanın ifadesi ve adli tıp raporları ile tanık E.D.nin Mahkemede verdiği beyanına dayanmaktadır
mahkumiyet kararı, katılanın ve senemin ifadesi adli tıp raporları, ve husumetin varlığına dayandırılmaktadır.
-
Soruşturma evresinde olaya tanık olduğu belirtilmeyen E.D. kovuşturma evresinde
bizim olayımızda da katılanın tanıklarının pozisyonu aynıdır.
-
görüntülerdeki kişinin başvurucu olduğuna dair açık bir tespit yapılmamıştır
tanık senem içinde tanıklığına itibar edilmesi mümkün bulunmamaktadır.
-
Katılan, kolluktaki ifadesinde olayı kimsenin görmediğini belirtmiştir.
bizim olayımızla aynı.
-
kendisinin hazır bulunmadığı oturumda ifadesinin alınması nedeniyle tanığa soru soramadığını belirterek hükmün bozulmasını talep etmiştir
- yalancı tanık hakkındaki iddialarımız hakkında araştırma ve tespit yapılmaması
- bilirkişi incelemesi
-
doğru beyanda bulunmadıkları anlaşılmıştır.
bizim olayımızda da bu tür çelişkiler mevcut olup bu şekilde ortaya konulabilir.
-
diğer tanık [F.Ç.nin] kendilerine [katılan M.Y.nin] ağaçtan düştüğünü söylediğini iddia etmişlerdir.
bizim tanıklarımız bizzat kendi gördüklerini anlatmaktadırlar.
-
beyanlarına itibar edilmemişti
katılanın benimle değil de eşimle arasında husumat olduğu sabittir.
-
olayın tek görgü tanığı olan [E.D.nin] katılanın beyanı ile uyumlu beyanları dikkate alındığında sanığın atılı suçu kesin olarak işlediği anlaşılmıştır.
bizim olayımızda görgüye dayalı tanık bulunmamaktadır
-
dükkanın deposuna gittiğinde
bizim olayımızda katılanın iddia edilen olay yerinde olup olmadığı bile tespit edilmemiştir.
-
mülkiyet uyuşmazlığından kaynaklanan dava bulunduğu
köylü kurnazlığı değilse bizim olayda bu yok
-
sabit olduğunu beyan etmiştir.
mantıklı
-
Son celsede başvurucu tarafından hazır edilen tanıkların ifadeleri alınmıştır. Bu tanıklardan başvurucunun eşi olan N.U. eşinin olay günü hasta olması nedeniyle evden hiç çıkmadığını beyan etmiştir. Tanıklardan N.Ş. olay günü marangoz F. adlı kişinin katılanın ağaçtan düştüğünü söylediğini, o gün katılanı elinde peçeteyi yüzüne sürer vaziyette dükkâna giderken gördüğünü söylemiştir. Tanıklardan F.Ç.; tam tarihini hatırlamadığı bir zamanda katılanı elma ağacına tırmanırken gördüğünü, başvurucunun kardeşine katılanın ağaca tırmandığını söylediğini ve kimden duyduğunu hatırlamamakla birlikte katılanın ağaçtan düştüğünü duyduğunu beyan etmiştir. Başvurucunun kardeşi olan tanık B.U. ise olay günü tanık F.Ç.nin kendisine bir kişinin ağaçtan düştüğünü söylediğini, başvurucunun o gün hasta olduğunu ve onu görmediğini, olay günü katılanı birkaç kez gördüğünü ancak katılanda olağanüstü bir durum olmadığını söylemişt
sanık ve aynı zamanda başvurucu döktürmüş
-
Yargılamanın 9/2/2016 tarihli son celsesinde başvurucu müdafii; aldıkları bazı duyumlara göre katılanın ağaçtan düştüğünü, buna rağmen başvurucu tarafından dövüldüğünü söylemek suretiyle iftira attığını, bu duyumlarına dair tanıklarının hazır olduğunu ve bu celsede dinletmek istediklerini beyan etmiştir. Başvurucu ise tanık E.D. ile sonradan görüştüğünü, E.D.nin katılan tarafından kandırılması nedeniyle kendisi aleyhine ifade verdiğini söylediğini, E.D.ye yeniden Mahkemede ifade vermesini anlattığında ise bu kez yalancı tanık durumuna düşeceğini belirtip ifade vermeye gelmediğini söylemiştir. Buna karşın katılan; ağaçtan düşmediğini, tanık E.D. ile celse arasında görüştüğünü, E.D.nin, başvurucunun kendisine ulaşıp ifadesini değiştirmesi için talepte bulunduğu yönünde bilgi verdiğini aktarmıştır.
ölme eşeğim yaz gelsin
-
kişinin geldiği yöne dair tespitin tanık E.D.nin beyanlarıyla uyuşmadığını savunmuştur.
tanık beyanlarındaki çelişkiler
-
E.D.nin kendisine ezberletildiği şekilde ve yalan ifade verdiğini savunmuş
bende buna benzer iddialarda bulundum
-
en daha önce de tanıklık yapmak istemiştim ancak
bugüne kadar bu kişilerin tanık olarak gösterilmemiş olmasının hukuka aykırı olma durumu
-
Taraflarla bir akrabalığım veya husumetim yoktur.
aynı zamanda tanıklıı dayanak alınan senem, yün çırpmakta ve katılanla sıkı dostluğu bulunmaktadır.
-
Anadolu Hastanesine götürdük
bizim olayımızda tanık senem'in katılanı hastaneye götürdüğü de belli değildir.
-
başvurucu ise anılan kişinin katılanın arkadaşı B.D. olduğunu, bu kişinin olayı görmeyip sadece katılanı hastaneye götürdüğünü söylemiştir.
bizim olay ve olgulara benziyor
-
evinden çıkmadığını, katılanın dükkânına gitmediğini ve onu yaralamadığını savunmuştur.
bende görevimin başında dyk yapıyordum
-
önceye dayalı husumet bulunması nedeniyle kavga ettikleri için devam eden davalar bulunduğunu,
benim iddiamın tam tesi
-
-
kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr
-
FETÖ/PDY'nin gizliliğini sağlamak için kullandığı ByLock adlı programın başvurucunun telefonlarında yüklü olduğuna ilişkin değerlendirmenin haricinde mahkûmiyetin büyük ölçüde F.S. ve D.B.C.nin başvurucu aleyhine verdiği beyanlara dayandığı görülmektedir.
büyük ölçüde husumete ve yalancı tanığın beyanlarına dayandırıldığı anlaşılmaktadır.
-
örneğin bilirkişi raporunun reddedildiğinin bile gerekçede yer almaması
-
-
karararama.danistay.gov.tr karararama.danistay.gov.tr
-
başvurulan müdür yardımcısı ...'nın beyanları ve ceza mahkemesi kararı ile sabit olduğu
bizim olayımızda ise böylesine bir sabit olma durumu bulunmamaktadır. yani haksız tahrik karşısında işlendiği sabit olduğundan
-
Karakola giderek birbirleri hakkında şikayetçi olan taraflar hakkında
tarafım adli şikayette bulunmasına rağmen müfettişler bulunmadığı gibi soruşturmacı müfettişlerde ilgili raporu düzenlememiştir. bu durum ... açıkça gösterir.
-
-
karararama.danistay.gov.tr karararama.danistay.gov.tr
-
kamera kayıtlarından gözükmediği gibi bu anı gören herhangi bir kişinin de bulunmadığı,
somut olayımızda da kamera görüntülerinin incelenmemesi, bağımsız tanık beyanlarına itibar edilmemesi ve kararlarda yer verilmemesi, vb. davalı idarenin
-
Uyuşmazlık konusu olayın oluş biçimi ve gelişimi ile soruşturma esnasında alınan tanık ifadelerinin değerlendirilmesinden, davacının disiplin cezası gerektiren eylemlerinin bulunduğu anlaşılmakla birlikte,
bu olay ve bizim olay incelendiğinde iddiaların sübut bulduğunu söylemek mümkün bulunmamaktadır.
-
Daire kararının özeti: Danıştay Onikinci Dairesinin 20/06/2019 tarih ve E:2019/1652, K:2019/5170 sayılı kararıyla;
dairenin kararı bizim için önemli
-
yaşanan kavga olayı karşılıklı olduğu halde
yaşandığı iddia edilen olayların gerçekten yaşandığı kabul edilse bile olayın oluş şekline vbç bakıldığında her iki tarafında kabahati olduğunun kabulü gerektiğinden bir tarafın kabahatli bulunmasının doğru olmadığından ölçülülük ilkesine aykırı
-
atılı suçlamaları ikrar ettikleri" gerekçesiyle
şikayetçi müfettişlerinde ikrarları söz konusudur
-
haksız tahrik ve karşılıklı hakaret hallerinin
her ne kadar hakkımda iddia edilen eylemleri gerçekleştirmesem de olayın oluş şekli, soruşturmacıların statüsü, tarafıma tamam o zaman dediklerinde tarafımın bu şekilde bir eylemde bulunmasının mümkün olmamsı vb. bu cezanın ölçüsüz olduğunu gösterir
-
-
kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr
-
CUMHURİYETİ
karar duruşmasına katılmadığım halde alryhime karar verilmesi
-
-
karararama.danistay.gov.tr karararama.danistay.gov.tr
-
Bu bağlamda, AİHM içtihatlarına göre, genel olarak her bir karar; açık, konuyla ilgili herkesin, mahkemenin neden belirli bir kararı verdiğini anlamasına imkan verecek şekilde olmalıdır. (AİHM, Seryavin ve diğerleri/Ukrayna p.57-61).
adil yargılanma hakkı
-
adil yargılanma hakkını ilgilendirir
-
Ayrıca anılan kararda, mahkemenin önündeki uyuşmazlığı karara bağlarken taraflardan birinin iddia ve savunmasına bağlı kalarak buna karşı diğer tarafın öne sürdüğü esaslı itirazları tartışmadan yargılamayı sonuçlandırması hâlinde -ortada şeklî anlamda bir karar bulunsa bile- gerçek anlamda bir yargılama yapıldığından bahsedilemeyeceği; bu durumda, uyuşmazlığa karşı yargı yolunun teorik olarak açık olması pratikte bir anlam ifade etmeyeceği ve böylece mahkeme hakkının ve dolayısıyla adil yargılanma hakkının bir yanılsamadan ibaret kalacağı vurgulanmıştır.
adil yargılanma için bizim kararlarda da aynı durum söz konusudur.
-
-
kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr
-
bizim olayımızda da 125/d-l maddesi ve suçun sübuta erdiğine dayandırılmasına rağmen trafımın aksi yöndeki iddialarına yer verimediği görülmüştür.
-
-
kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr
-
36. Başvurucu, yargılama sürecinde karşı tarafın sunduğu deliller ve görüşlerden bilgi sahibi olamadığına, kendi delillerini ve iddialarını sunma olanağı bulamadığına, karşı tarafça sunulan delillere ve iddialara etkili bir şekilde itiraz etme fırsatı bulamadığına ya da uyuşmazlığın çözüme kavuşturulmasıyla ilgili iddialarının derece mahkemesi tarafından dinlenmediğine ilişkin bir bilgi ya da kanıt sunmadığı gibi Mahkemenin kararında bariz takdir hatası veya açık keyfilik oluşturan herhangi bir durum da tespit edilememiştir.
bu kısım savunma hakkı ve adil yargılanma hakkına yazılır
-
31. Başvuru konusu olayda, başvurucu, Ankara 16. İş Mahkemesinde aleyhine açılan davada işçinin korunduğunu ve işçi lehine yorum yapıldığını, Mahkemece delillerinin yok sayıldığını, Mahkeme önünde yeterince dinlenmediğini, davacının davasını ispata yarar hiçbir delili ve görgüye dayalı şahidi olmamasına rağmen davacının beyanlarına ve dava dilekçesine itibar edilerek hüküm kurulduğunu, davacının işyerinden hiçbir alacağının bulunmadığını, iş akdinin haklı nedenle feshedilmesine rağmen Mahkemece bu durum dikkate alınmaksızın, davacının iş akdini feshettiğinin kabul edildiğini, bilirkişi raporuna itiraz etmesine rağmen ikinci bir bilirkişi raporu alınmaksızın ve çelişkiler giderilmeksizin hüküm kurulduğunu, aleyhine verilen karara dayanarak yapılan icra takibi neticesinde ödeme yapmak zorunda kaldığını belirterek, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
burası dilekçenin uygun bir bölümüne yazılmalı
-
Ancak derece mahkemeleri, kendilerine sunulan tüm iddialara yanıt vermek zorunda değildir. Bununla beraber, ileri sürülen iddialardan biri kabul edildiğinde davanın sonucuna etkili olması söz konusu ise, mahkeme bu hususa belirli ve açık bir yanıt vermek zorunda olabilir. Böyle bir durumda dahi, ileri sürülen iddiaların zımnen reddi yeterli olabilir (B. No: 2013/5486, 4/12/2013, § 56). 42. Somut olayda başvurucu, Mahkemece verilen kararın gerekçesinin bulunmadığını, yazılan gerekçenin format gerekçe olduğunu, Mahkemeye sunduğu belgelerin hangi gerekçe ile kabul edilmediğinin kararda belirtilmediğini, iş akdinin haklı nedenle feshedildiğine ilişkin delillerine ve tanık beyanlarına neden itibar edilmediğinin ve bilirkişi raporuna itirazlarının neden kabul görmediğinin gerekçede bildirilmediğini belirterek gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Mahkemece, incelenen belgeler, dinlenen tanık beyanları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı dikkate alınarak, davacı tarafından iş akdinin feshedildiği ve bu feshin haklı nedene dayandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, bu şekilde başvurucunun iddiaları zımnen reddedilmiştir (bkz. § 11). Dolayısıyla derece Mahkemesi kararının gerekçesiz olduğundan da söz edilemez.
bizim kararda da tüm esaslı iddiaları zımnen reddetmiştir
-
-
kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr
-
35. Ayrıca başvurucu, beyanları hükme esas alınan kişilerin isnat edilen suça ilişkin anlatımlarının çelişkili olduğunu ileri sürmüştür. Mahkeme, bu konuda -gerekçeli kararın sonuç kısmı haricinde- hiçbir değerlendirme ve temellendirme yapmamış; atılı suçun başvurucu tarafından ne şekilde işlendiğine dair bir açıklamaya yer vermemiştir. 36. Mahkemenin mahkûmiyet kararının gerekçesinde -başvurucunun tüm iddialarını gerekçelendirmek zorunda olmamakla birlikte- başvurucunun savunmasına temel teşkil eden, sonuca etkili olabilecek iddialar hakkında değerlendirme yapmayarak bunu yanıtsız bırakması gerekçeli karar hakkını ihlal edebilir. Mahkeme gerekçeli kararında, birbirine zıt nitelikte iki farklı adli rapordan başvurucu lehine olan rapor ile ilgili değerlendirme yapmamış; aksi yönde tespitler içeren ve olaydan dört gün sonra düzenlenen aleyhe nitelikteki rapora neden itibar ettiğine ilişkin olarak da herhangi bir açıklamada bulunmamıştır. Ayrıca birden fazla kişiye isnat edilen muhtelif suçlar ile ilgili olarak geniş kapsamlı bir yargılama yürüten mahkemenin gerekçeli kararında savunma, iddia ve tanık anlatımları yargılamaya konu eylemler ile ilişkilendirilmediğinden bireysel başvuruya konu kasten yaralama suçu açısından hangi beyanlara itibar edildiği de anlaşılamamıştır. Buna göre başvurucunun savunmalarında ileri sürdüğü ve sonuca etkili olabilecek temel iddialar ayrı ve açık olarak tartışılmamış, başvurucunun iddialarına cevap verilmemiştir. Bu nedenle yargılama süreci bir bütün olarak değerlendirildiğinde başvurucunun gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
bizim kararda dabu durumlar söz konusudur
-
-
kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr
-
17. 6/6/2018 tarihli rapor incelendiğinde başvurucunun her iki göz çevresinde ekimoz, kürek kemiği üzerinde kanama ile ağrı ve kulakta ağrı tespit edilmiştir. Bununla birlikte 11/9/2018 tarihli raporda; sağ kulak zarında yırtık saptandığı, bunun işitme duyusunun sürekli azalmasına ya da yitirilmesine neden olup olmadığı hususunda olay tarihinden altı ay sonra yeniden değerlendirme yapılması gerektiği ifade edilmiştir. Aynı raporda yaralanmanın basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığı da belirtilmiştir (bkz. § 7). Kontrol altındaki kişilerin vücutlarında bir yaralanma tespit edilmişse ve kötü muamele iddiaları da varsa yaralanmanın nasıl oluştuğu konusunda makul bir açıklama getirme yükümlülüğü kamu makamlarına aittir. Soruşturma dosyasındaki mevcut veriler başvurucunun fiziksel bir müdahaleye maruz kaldığı hususunda güçlü ve ikna edici unsurlardır. Bu bağlamda kamu makamlarınca söz konusu unsurların/karinenin aksi ortaya konulmadığı sürece başvurucunun ne şekilde yaralandığının tereddüde yer vermeyecek şekilde açıklanması gerekmektedir.
bizim olaya benzer
-
-
kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr
-
21. Somut olayda başvurucunun olayın faili olmadığı yönünde ileri sürdüğü hususlarla ilgili Mahkemece araştırma yapılmamış, delil toplatma talepleri yeterli gerekçe gösterilmeksizin soyut ve genel ifadelerle reddedilmiştir. Başvurucunun üzerine atılı olan tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma veya el değiştirme suçunun sübutu açısından belirleyici nitelikteki görüntülerde yer alan kişinin kendisi olmadığı, görüntülerin net olmadığı, bu nedenle bilirkişi raporu alınması yönündeki talepleri dosyanın esasına etkili olmayacağı gerekçesiyle reddedilmiştir. Başvurucunun toplatılmasını talep ettiği deliller ancak devlet yardımıyla elde edilebilecek niteliktedir. Dolayısıyla başvurucuya kendisinin elde etme olanağı bulamadığı delilin aksini ortaya koyma hususunda makul imkânlar sunulmamıştır. Sonuç olarak başvurucu, usule ilişkin imkânlar noktasında iddia makamına nazaran dezavantajlı konuma düşürülmüştür. Bu koşullarda Mahkemenin izlediği yöntemin silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin gereklerine uygun olmadığı, başvurucunun menfaatlerini koruyan güvenceler içermediği açıktır. Bu durum, yargılamanın bir bütün hâlinde adil olmaktan çıkmasına neden olmuştur. 22. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
işte bu tamda bizim bilirkişi talebimizle örtüşmektedir.
-
-
kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr
-
17. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvuruda, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
somut olaya uyarlanır
-
8. Başvurucu müdafii yargılamanın 18/12/2013 tarihli yedinci celsesinde 46 ... 576 plaka sayılı dorseye ait fatura dip koçanının araştırılmasını talep etmiştir. Mahkeme fatura araştırması talebinin dosya kapsamı incelendikten sonra bir sonraki celse değerlendirmesine karar vererek duruşmayı 24/2/2014 tarihine ertelemiştir. Bir sonraki celseye ait Duruşma Tutanağı'nda anılan talebin değerlendirildiğine ilişkin herhangi bir ifadeye yer verilmemiştir.
somut olaya uyarlanır
-
-
kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr
-
42. Başvurucu; yakalanması anında kolluk görevlilerine direnmediğini, bu hususun kameralara yansıdığını ileri sürmüştür. Görüntülerin yayımlandığı iddia edilen internet sitesinin adresi soruşturma makamına delil olarak sunulmuş ancak Başsavcılık tarafından görüntülerin çözümü yapılmamıştır. Kaldı ki anılan görüntülerin Başsavcılıkça izlendiğine veya değerlendirildiğine ilişkin veri soruşturma dosyasında bulunamamıştır.
somut olaya uyarlanır
-
-
kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr
-
Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtay 16. Ceza Dairesi kararlarında da belirtilen hususların değerlendirildiğine ilişkin herhangi bir ifadeye yer verilmemiştir. Aynı şekilde kararlarda başvurucuları örgütle irtibatlı olduğu kabul edilen dernek ve sendikaya üye olma şeklindeki eylemlerinin sempati ve iltisak boyutunu aşan ve örgüte yardım etme kastıyla hareket ettiklerini ortaya koyan değerlendirmelerin yapılmadığı görülmüştür. Sonuç olarak başvurucuların kararın sonucunu değiştirebilecek nitelikteki iddialarının gerekçede karşılanmadığı anlaşılmıştır.
somut olaya uyarlanır
-
A. Gerekçeli Karar Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddialar 8. Başvurucular; dernek ve sendikaya üye olmalarının sempati ve iltisak boyutunu aşıp aşmadığı hususunun gerekçede tartışılmadan örgüte üye olma ya da örgüte yardım etme suçunun delili olarak kabul edildiğini, Bank Asyadaki mutat hesap hareketlerine dayanılarak ve bilirkişi raporunda lehe tespitler bulunmasına rağmen cezalandırıldıklarını, mahkûmiyet kararında bu konularda yeterli açıklamalara yer verilmediğini belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Ayrıca bir kısım başvurucu, isminin kamuya açık belgelerde gizlenmesi talebinde bulunmuştur.
omut olaya uyarlanır
-
-
kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr
-
21. Somut olayda Mahkeme, gerekçeli kararda başvurucunun Bank Asya hesap hareketine değinmiş ancak başvurucunun Bank Asyadaki hesabının hangi tarihte açıldığı, bu hesaba ilişkin bankacılık işlemlerinin FETÖ/PDY lideri ve yöneticilerinin Bank Asyaya destek olunması şeklindeki talimatı öncesindeki niteliğine ve hacmine, bu talimattan sonra anılan hesabın ne şekilde kullanıldığına, aktif kullanım olarak kabul edilen işlemlerin hacminin ne olduğuna ilişkin herhangi bir açıklama yapmamıştır. Diğer bir ifadeyle söz konusu bankacılık işlemlerinin neden mutat olarak kabul edilemeyeceğine ilişkin yeterli değerlendirmeye yer vermemiştir. Dolayısıyla başvurucunun örgüt liderinin ve yöneticilerinin Bank Asyaya destek olunması şeklindeki talimatı sonrasındaki bankacılık işlemlerinin bu talimattan önceki dönemle uyumlu olmadığını veya olağan dışı bir hesap hareketliliği niteliğinde olduğunu ortaya koymamıştır. Belirtilen bu hususların değerlendirildiğine ilişkin herhangi bir ifadeye Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtay 16. Ceza Dairesi kararlarında da yer verilmemiştir.
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
- Başvuru, beyanları belirleyici ölçüde hükme esas alınan tanığın sanık tarafından sorgulanmasına imkân verilmemesi nedeniyle tanık sorgulama hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir. bizim olayda da tarafımca bu ve bu iddia ve savunmalar ileriye sürülmüş olduğuna göre ileri sürülen bu iddia ve savunmaları Kurul ve mahkemelerinin çürütmesi gerekirdi bu kısım somut olaya uyarlanacak
-
- Feb 2025
-
kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr
-
19. Bu karara karşı başvurucu, Mahkemece yeterli araştırma yapılmadan yalnızca idarenin cevapları doğrultusunda karar verildiğini, geçici işçiler ile sürekli işçiler arasında ücret farkı bulunduğunu, Sosyal Güvenlik Kurumundan bilgi alınmadan, diğer belediyelerden emsal ücret araştırması yapılmadan karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf talebinde bulunmuş ve bu iddiasını ispata yönelik olarak istinaf dilekçesine emsal bordrolar eklemiştir. Ancak Daire, başvurucunun iddialarına yönelik bir gerekçeye yer vermeksizin istinaf talebinin kesin olarak reddine hükmetmiştir.
- nottaki aynı durum burası içinde geçerlidir.
-
İdarenin verdiği cevapta, başvurucunun geçici işçi olarak çalışmış olması ile kadrolu işçi olarak çalışmış olması hâlinde net maaş bakımından arada herhangi bir fark olmadığı belirtilmiştir. Mahkeme bu cevaptan hareketle, başvurucunun kadrolu işçi statüsüne alınmaması nedeniyle maddi bir zararının söz konusu olmadığı sonucuna varmıştır.
bizde olayımızla ilgili böyle örnekler verebiliriz
-
-
kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr
-
26. Başvurucunun yargılama sürecinde ileri sürdüğü iddia ve itirazlar ile Anayasa Mahkemesinin Ahmet Uğur Balkaner kararında açıkladığı ilkeler gözetildiğinde başvurucunun kanuni temsilci olmadığı dönemden sorumlu tutulduğuna, vergi borçlarının ortaya çıkmasında sorumluluğu bulunmadığına ve ödeme emirlerine itiraz edemediğine ilişkin iddia ve itirazlarının davanın sonucuna etkili, esasa ilişkin temel iddialar olduğu görülmektedir. Buna karşılık mahkemelerin kararları incelendiğinde, gerekçenin Şirketin mevcut mal varlığının vergi borçlarını karşılayabilecek nitelikte olup olmadığının değerlendirmesiyle sınırlı kaldığı, başvurucunun davanın sonucuna etkili, esasa ilişkin temel iddialarını karşılayacak bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmaktadır. 27. Sonuç olarak mahkeme kararlarının mülkiyet hakkının korunması bağlamında davanın sonucuna etkili olabilecek mahiyetteki iddia ve itirazlara cevap verecek nitelikte ilgili ve yeterli bir gerekçe içermediği tespit edilmiştir.
esaslı iddia ve savunmalar kısmına yazılabilir.
-
-
algan.av.tr algan.av.tr
-
bu kısımda alt ceza kısmı ile ilgilidir. ancak bu huuslar hangi hak ihlalleri başlıkları altında yazılacaktır
-
Cezayı Tatbike Yetkili Amirler657 sayılı Kanun'un 126. maddesi şu şekildedir:" Uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezaları, disiplin amirleri tarafından; kademe ilerlemesinin durdurulması cezası, memurun bağlı olduğu kurumdaki disiplin kurulunun kararı alındıktan sonra, atamaya yetkili amirler, il disiplin kurullarının kararlarına dayanan hallerde Valiler tarafından verilir. Disiplin kurulu ve yüksek disiplin kurulunun ayrı bir ceza tayinine yetkisi yoktur, cezayı kabul veya reddeder. Ret halinde atamaya yetkili amirler 15 gün içinde başka bir disiplin cezası vermekte serbesttirler"olayda, anaokulu müdürü, göreviyle ilgili çıkar sağlamak suçundan dolayı kademe ilerlemesinin durdurulması cezasına çarptırılmıştır.Ancak, davacı hakkında başlatılan soruşturma sonucunda soruşturmacı "kademe ilerlemesinin durdurulması cezası" ile cezalandırılmasının teklif etmiş, İl Milli Eğitim Disiplin Kurulu ise, cezanın miktarı belirtilmeksizin teklifi kabul etmiştir.Bilindiği üzere "kademe ilerlemesinin durdurulması cezası"nda ceza 1 ila 3 yıl arasında olabilmektedir. Ceza miktarını ise Valilik belirlemiştir.Danıştay, cezanın kaç yıl olacağının da il disiplin kurulu kararıyla belirlenmesi gerektiğini belirterek, verilen cezayı yetki bakımından iptal etmiştir. Danıştay kararında, yetkili makamın disiplin kurulu olduğu, atama yetkili amirin sadece onay makam olduğu belirtilmiştir.
bu kısım valinin bu cezayı veremeyeceği
-
-
kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr
-
17. Öte yandan derece mahkemesinin aynı maddi veya hukuki olguyla ilgili olarak başka bir yargı merciinin vardığından farklı bir sonuca ulaşması hâlinde bunun dayanaklarını gerekçeli kararında göstermesi beklenir. Anayasa'da güvenceye bağlanan tüm temel hak ve özgürlüklerin yorumunda gözetilmesi gereken temel bir ilke olarak düzenlenen hukuk devleti ilkesi, yargı organlarının aynı maddi veya hukuki olgularla ilgili olarak çelişkili kararlar vermekten mümkün olduğunca kaçınmasını gerekli kılar. Aynı maddi veya hukuki vakıalarla ilgili olarak farklı kararlar verilmesi hukuk devleti ilkesini zedeleyebileceği gibi kişilerin hukuka olan inancını da zayıflatabilir. Bu nedenle bir maddi veya hukuki vakıa ile ilgili olarak başka bir yargı mercii tarafından bir kimse lehine karar verildiği ancak diğer bir yargı merciinin aynı olgu hakkında farklı bir sonuca ulaştığı durumlarda bunun gerekçesinin belirtilmesi gerekir. Yargı merciinin bu gibi durumlarda gerekçe gösterme yükümlülüğü, kişilerin hukuka olan güvenlerinin sarsılmaması için hayati öneme sahiptir (Mehmet Okyar, B. No: 2017/38342, 13/2/2020, § 29). 18. Somut olayda Mahkeme; başvurucunun öncü araçta bulunduğu, iletişim tespiti kayıtlarından başvurucunun uyuşturucunun temini ve nakli aşamalarından haberdar olduğu sonucuna ulaşmıştır. Mahkeme ayrıca, sanıkların savunmalarında uyuşturucu ile aralarındaki bağlantıyı ayrıntılı olarak ifade ettiklerini, ifadeler ile iletişim tespit tutanaklarındaki konuşmaların birbirini doğruladığını belirtmiştir (bkz. § 3). Bu itibarla mahkûmiyet kararının ilgili ve yeterli gerekçe içermediğinden söz etmek mümkün gözükmemektedir. Bunun dışında başvurucu benzer suçtan başka bir mahkeme tarafından beraat kararı verildiğini, bu hususun ve mahkûmiyete götüren delillerin kararında tartışılmadığını ileri sürmüş ise de başvurucu hakkında beraat kararı verilen eylemin, mahkûmiyete konu eylemden farklı bir eylem olduğu görülmüştür (bkz. §§ 4-6). Bu yönüyle mahkûmiyet sonucuna ulaşan Mahkemenin aynı maddi olayla ilgili olarak aynı delillere dayanarak farklı bir sonuca ulaştığından söz etmek de mümkün değildir. Sonuç olarak mahkûmiyet kararında uyuşmazlığın sonucuna etkili nitelikteki iddia ve itirazlarının ilgili ve yeterli bir gerekçe ile karşılandığı, kanun yolu incelemesi sonucunda verilen kararda değerlendirme konusu hüküm ve gerekçesinin uygun bulunduğu dikkate alındığında gerekçeli karar hakkına yönelik bir ihlal olmadığının açık olduğu anlaşılmıştır.
aynı konuda diğer bir mercinin başka bir karar vermesine ve başvurucunun bu hususu derece mahkemeleriyle paylaşmasına rağmen verilen bu başka kararın değerlendirilmemesi
-
-
kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr
-
Buna rağmen kararda, başvurucunun Bank Asyadaki hesabının hangi tarihte açıldığı, bu hesaba ilişkin bankacılık işlemlerinin FETÖ/PDY lideri ve yöneticilerinin Bank Asyaya destek olunması şeklindeki talimatı öncesindeki niteliği ve hacmi, bu talimattan sonra anılan hesabın ne şekilde kullanıldığı, aktif kullanım olarak kabul edilen işlemlerin hacminin ne olduğuna ilişkin herhangi bir açıklama yapılmamıştır. Diğer bir ifadeyle söz konusu bankacılık işlemlerinin neden mutat olarak kabul edilemeyeceğine ilişkin yeterli bir değerlendirmeye yer verilmemiştir. Dolayısıyla başvurucunun örgüt lideri ve yöneticilerinin Bank Asyaya destek olunması şeklindeki talimatı sonrasındaki bankacılık işlemlerinin bu talimattan önceki dönemle uyumlu olmadığı veya olağan dışı bir hesap hareketliliği niteliğinde olduğu ortaya konulmamıştır. Dahası alınan bilirkişi raporunun da başvurucunun Bank Asya nezdindeki 2014 yılı öncesi de dâhil olmak üzere hesap açılış bilgileri, aylık bakiye gelişimi ve tüm hesap hareketlerine ilişkin olarak Yargıtay içtihatlarına uygun şekilde yeteri kadar açıklayıcı olmadığı tespit edilmiştir. Mahkûmiyet gerekçesinde talimat üzerine mevduat hesabında artışa gidildiği soyut ve genel ifadelerle dile getirilmiştir. Bunun yanında karar
buna benzer açıklamalar yapılabilir
-
-
kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr
-
24. Olayda Bölge Adliye Mahkemesi TMSF'ye yazdığı yazı sonucunda elde ettiği çeklere binaen başvurucuya ödeme yapıldığı sonucuna vararak davayı reddetmiştir. Ancak söz konusu çekleri kararında herhangi bir şekilde değerlendirmemiştir. Çeklerin hangi sözleşme uyarınca düzenlendiği belirtilmediği gibi bu sözleşmenin başvurucu tarafından imzalanıp imzalanmadığı, sözleşmede belirlenen işin tamamlanıp tamamlanmadığı, bu sözleşmenin başvurucu ile Plaza arasında imzalanan ve uyuşmazlığa konu olan 2/6/2012 tarihli sözleşme ile bağlantısının bulunup bulunmadığı açıklanmamıştır. Ayrıca 2/6/2012 tarihli sözleşmede, başvurucu ile Plaza arasında daha önce imzalanan bir sözleşme ve bu sözleşme kapsamında yapılan herhangi bir ödemeye dair bir madde bulunup bulunmadığı da Bölge Adliye Mahkemesince açıklanmamıştır. Kararda, başvurucunun ödeme yaptığını gösteren çeklerin neden başvurucu ile paylaşılmadığı belirtilmediği gibi paylaşılmama nedeniyle Plaza karşısında zayıf konuma düşme durumunu telafi edecek herhangi bir yolun denendiğine ilişkin açıklamaya da yer verilmemiştir. 25. Sonuç olarak çeklerin, başvurucu tarafından hangi sözleşme uyarınca düzenlenerek başvurucuya ödeme yapıldığının Bölge Adliye Mahkemesi gerekçesinde yer almadığı görülmektedir. Bölge Adliye Mahkemesi, çeklerin kaynağını ve hangi nedenle başvurucuya ödeme yapıldığını herhangi bir şekilde değerlendirmemiş; işin esası ile ilgili kendi değerlendirmesini ortaya koymamıştır. Diğer bir ifadeyle başvurucunun işin tamamlanması sonucunda kendisine ödeme yapılmadığına dair iddiaları yeterli bir şekilde açıklığa kavuşturulmamıştır. Bu nedenle, yargılama süreci bir bütün olarak değerlendirildiğinde, başvurucunun gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
bu durumu cezanın kanuniliği kısmında ya da buna benzeyen kısımlarda kıyas yoluyla ceza verilmesini uygun bulmak suretiyle sonucuna vararak davayı reddetmiştir. Ancak söz konusu kıyas yoluyla uygunluk hakkında ve başvurucunun aksi yöndeki iddia ve savunmaları hakkında kararında herhangi bir şekilde değerlendirme yapmamıştır.
-
-
kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr
-
Ancak, olayımızda tarafların temyiz ve temyize cevap dilekçesinde yer alan iddia ve savunmalar dikkate alındığında, yalnızca icra dosyası incelenerek evrak üzerinde karar verilmesi mümkün olmayıp tarafların delilleri toplanıp değerlendirilerek bir karar verilmesi zorunludur. Kaldı ki, evrak üzerinde karar verilecek olsa dahi, şikayet dilekçesinin karşı tarafa tebliğ edilerek savunma hakkı tanınması gerekmektedir. Aksi halde HMK.nun 27. maddesinde yer alan "Hukuki dinlenilme hakkı"na aykırı yargılama ile sonuca gidilmiş olur. Anılan maddeye göre, davanın taraflarının yargılama ile ilgili bilgi sahibi olma, açıklama ve ispat hakkı bulunmaktadır. Maddenin gerekçesinde açıklandığı üzere, bu hak, Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. İddia ve savunma hakkı olarak da bilinen bu hak, tarafların yargılama konusunda tam bilgi sahibi olmalarını, açıklama ve ispat hakkını tam ve eşit olarak kullanabilmelerini, yargı organlarının da bu açıklamaları dikkate alarak gereği gibi değerlendirme yapıp karar vermelerini zorunlu kılmaktadır. Taraflar "silahların eşitliği ilkesi" gereği iddia ve savunmalarını ileri sürme ve ispat hakkına sahiptirler. Hakim tarafları dinlemeden veya açıklama ve ispat hakkını kullanmaları için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez.
bu hususlar yazılabilir ancak sadece disiplin kurulu kararı sırasında ulaşamadığım diğer aşamalrda soruşturma raporuna ulaştığım sonucuna varlabilir
-
-
kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr
-
Öyle ki başvurucunun psikolojik taciz iddialarına mahkeme kararının davanın özeti kısmında dahi yer verilmemiştir.
somut olayımızda da suç ve cezada kanunilik ilkesine davanın özetinde yer verilmemiştir.
-
-
kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr
-
Bayram 5/9/2017 tarihinde sanıklar hazır bulunmaksızın dinlenilmiştir. Bu kapsamda gizli tanık Bayram beyanında başvurucu ile ilgili olarak özetle; "Sanığın 10-15 senedir doktorlardan sorumlu imam olduğunu, doktorlardan her ay düzenli olarak para topladığını yine doktorlardan duyduğunu, 17-25 Aralık sürecinden sonra çalıştığı hastaneye her gün düzenli olarak 3 tane Za
işte bu kadar. bu bir denemedir
-
- Jan 2025
-
sen.av.tr sen.av.tr
-
Kişisel mağduriyet; şahsın sosyal, siyasi, iktisadi veya medeni
bence oralı
-