burr
pürüz
4,957 Matching Annotations
- Mar 2024
-
Local file Local file
-
-
e.g
ornegın
-
apatite crystals
apatit kristalleri
-
crossbanded
çapraz bantlı
-
The zones are most clearlydistinguished in slowly advancing lesions.
Yavaş ilerleyen lezyonlarda bölgeler en net şekilde ayırt edilir.
-
favorable
olumlu
-
adequacy
yeterlilik
-
Maintenance of pulp vitality
Pulpa canlılığının korunması
-
in a cascading
kademeli
-
anoxia
Anoksi bir organizmanın dokularının tümüyle oksijensiz kalması.
-
result in
ile sonuçlanmak
-
the pulp iscontained in a sealed chamber
pulp kapalı bir bölmede bulunur
-
stagnation of blood flow
kan akışının durgunluğu
-
local edema
lokal ödem
-
capillary dilation
kılcal genişleme
-
abscess
apse
-
within
ıcınde
-
diffusion of material
malzemenin yayılması
-
varies
değişir
-
hat
normal dentın
-
apposition
Oluşumu tamamlanmış bir yapıda, genel yapıyı korumak amacıyla, belli yerlerde fazladan doku materyali birikmesidir.
-
deadtracts
ölü yollar
-
irritants
tahriş edici maddeler
-
More intense
Daha yoğun
-
occluded
tıkanmış
-
in the lumen of the dentinal tubules in the advancing front of a demineralization zone
demineralizasyon bölgesinin ilerleyen ön kısmındaki dentin tübüllerinin lümeninde
-
allows some penetration froma sharp explorer tip.
keskin bir kaşif ucunun bir miktar nüfuz etmesine izin verir.
-
freshly cut dentin lacks a shiny
taze kesilmiş dentin parlaklığından yoksundur
-
By contrast
Buna karşılık
-
shiny
parlak
-
Dentin
sclerotıc dentın
-
ahead of the advancing
ilerleyenin önünde
-
as zones of increasedradiopacity
radyoopasitenin arttığı bölgeler olarak
-
radiopacity
Radiopacity refers to the ability of a substance to block or absorb X-rays
-
Dentin responds to the stimulus of its first cariesdemineralization episode by deposition of crystalline material in the lumen of the tubulesand the intertubular dentin of affected dentin in front of the advancing infected dentin portionof the lesion
Dentin, ilk çürük demineralizasyon bölümünün uyarısına, tübüllerin lümeninde ve lezyonun ilerleyen enfekte dentin kısmının önünde etkilenen dentinin intertübüler dentininde kristalin materyalin birikmesiyle yanıt verir.
yanı kısaca tubullerın lumenınde ve etkılenmıs ıntertubular dentınde krıstal materyal deoplar
-
Earlystages of caries or mild caries attacks produce long-term, low-level acid demineralization ofdentin
Çürüklerin erken aşamaları veya hafif çürük atakları, dentinin uzun süreli, düşük düzeyde asit demineralizasyonuna neden olur.
-
a prerequisite
önkoşul
-
long-term
uzun vadeli
-
as long as
şartıyla
-
moderate-intensity
orta yogunlukta - konuldugu zaman ıkı kelmıyeı bır olarak al bunu unutma
-
predictive
öngörücü
-
Although
her ne kadar
-
Throbbing
Zonklayan
-
extirpation
yok etme
-
unlikely
olası olmayan
-
termination
sona ermesi
-
by timely
zamanında
-
producing the irritation
tahrıs yaratan
-
as the name implies
adından da anlaşılacağı gibi
-
suggests
gostergesıdır
-
lingering
sürüyor
-
Initial pulpal inflammation is thought to be evident clinically by production of sharppains
Başlangıçtaki pulpal inflamasyonun klinik olarak keskin ağrıların ortaya çıkmasıyla belirgin olduğu düşünülmektedir.
-
occasionally
ara sıra
-
Episodes of short-duration pain
Kısa süreli ağrı bölümleri
-
owing
borclu
-
dentinal caries is V-shaped in cross section
entin çürüklerinin kesiti V şeklinde olup
-
The DEJ has the least resistance to caries attack
DEJ, çürük saldırısına karşı en az dirence sahip
-
egress
çıkış
-
ingress
giriş
-
overlying
üstteki
-
Because ofthe intimate relationship between the odontoblasts and the dentin, the pulp and the dentinshould be regarded as a single functional unit
Odontoblastlar ve dentin arasındaki yakın ilişki nedeniyle pulpa ve dentin tek bir fonksiyonel birim olarak kabul edilmelidir.
-
should be regarded
kabul edilmelidir
-
intimate relationship
yakın ilişki
-
ubule extending to the external periphery of the dentin
Her odontoblast, dentinin dış çevresine uzanan bir tübül ile ilişkili bir pulpa hücresidir.
-
tubule allows fluid movement and ion transport necessary for remineralization of intertubulardentin, apposition of peritubular dentin, or perception of pain.
Her iki durumda da tübül, intertübüler dentinin remineralizasyonu, peritübüler dentinin apozisyonu veya ağrının algılanması için gerekli olan sıvı hareketine ve iyon taşınmasına izin verir.
-
perception of pain
acı algısı
-
apposition of peritubular dentin
peritübüler dentin yerleşimi
-
n either case
Her iki durumda da
-
A thin membrane is always observed lining the tubule in normal dentin
Normal dentinde tübülü kaplayan ince bir zar her zaman gözlenir.
-
lined
kaplı
-
bone like material
kemık benzerı malzeme
-
traverse
kat eder
-
-
Local file Local file
-
the dark zone may be formed by deposition of ions into an area previously containingonly large pores.
karanlık bölge, önceden yalnızca büyük gözenekler içeren bir alanda iyonların birikmesiyle oluşturulabilir.
-
As the enamel lesion progresses
Mine lezyonu ilerledikçe
-
overemphasized
goz ardı edılemez
-
phenomenon
durum olgu
-
subjacent
bitişik
-
hypermineralized
Hypermineralized refers to a condition where a material or tissue has an unusually high concentration of minerals.
-
Largest portion
en buyuk kısmı
-
transparent
saydam
-
these cross-striations
bu çapraz çizgiler
-
The interprismatic areas
Prizmalar arası alanlar
-
indicating
gosterır
-
Re-precipitaton
Yeniden çökeltme
-
the expense
pahasına
-
episodic
bolumsel
-
vapor
buhar
-
tiny
minik
-
caused by
sebebıyle
-
Preferential loss of magnesium and carbonate ions
Tercihli magnezyum ve karbonat iyonları kaybı
-
Represent the advancing front of the lesion
Lezyonun ilerleyen ön kısmını temsil eder
-
This is the advancing edge of the enamel lesion.
Bu, mine lezyonunun ilerleyen kenarıdır.
-
under polarized light
polarıze ısık altında
-
acceleration
hızlanma
-
objectionable.
sakıncalı.
-
presumably
muhtemelen
-
incorporation
eklenmesı
-
esulting in
sonuclanmaktadır
-
trace amounts
eser miktarda
-
after exposure toconditions that promote remineralization.
remineralizasyonu teşvik eden koşullara maruz kaldıktan sonra.
-
exposure
maruz kaldıktan
-
regress
gerileme
-
readily
kolayca
-
lattice
kafes
-
being coated
kaplanması
-
driving force
ıtıcı guc
-
The supersaturation of the saliva
tükürüğün aşırı doygunluğu
-
precipitate
cokelır
-
nucleatingagents
çekirdekleştirici ajanlar
-
the etched crystallites
kazınmış kristalitler
-
framework
yapı
-
retain
korur
-
experimentally
deneysel
-
radiolucency
Radiolucency refers to the darkness on a radiograph, indicating that X-rays are able to penetrate through the tissue or structure being imaged.
-
faint
zayıf
-
tip
uc
-
Careless
dıkkatsız
-
chippedaway
parcalanmıs
-
rough surface
pürüzlü yüzeyler
-
tactileexamination
dokunsal muayene
-
unaltered
değiştirilmemiş
-
The surface texture
Yüzey dokusu
-
Hypoplasia
bir organın yetersiz gelişme nedeniyle doğumsal olarak küçük kalmasıdır.
-
objectionable
sakıncalı
-
hypocalcified
Hypocalcified refers to a condition where there is a deficiency of calcium in the body
-
whereas
halbuki
-
Care must be exercised
dikkatli olunmalıdır
-
These areas of enamel lose theirtranslucency because of the extensive subsurface porosity caused by demineralization
Demineralizasyonun neden olduğu geniş yüzey altı gözenekliliği nedeniyle minenin bu alanları yarı saydamlığını kaybeder.
-
translucency
yarı saydamlık
-
are termed
denir
-
revealed
açıklığa kavuşmuş
-
chalky white
kireçli beyazdır
-
render
oluşturmak
-
voids
bosluklar
-
air-filled
hava dolu
-
leaving
bırakıyor
-
remains translucent
yarı saydam kalır
-
hydrated
vücutta suyun yeterli miktarda alınması ve dengeli bir şekilde dağıtılması sürecidir
-
subsurface porosity are responsible for the clinical characteristics ofincipient lesions.
Sağlam yüzey ve yüzey altı gözenekliliği, yeni başlayan lezyonların klinik özelliklerinden sorumludur.
-
On clean, dry teeth
Temiz ve kuru dişlerde
-
extensive
yogun
-
Caries-prone patients
Çürük eğilimli hastalar
-
undermining
zarar veriyor
-
the cores
cekırdek
-
preferentially
tercihen
-
terminate
sonlanır
-
On the axial surfaces of the crown
-
mutually
karsılıklı
-
accentuated
vurgulanmış
-
smoothsurface
puruszsuz lezyon
-
porosity
gozeneklılık saglar
-
inherent
dogal bosluklar
-
alternating
degısen
-
is characterized by alternatingphases of high and low activity.
Yüksek ve düşük aktivitenin değişen aşamaları ile karakterize edilir.
-
apparently discontinuous
süreksiz görünüyor
-
column to the surface of the crown
Her çubuk DEJ'den başlar ve dalgalı, sürekli bir sütun halinde taç yüzeyine kadar uzanır.
-
extends as a wavy
dalgalı bir şekilde uzanır
-
The rods are key- shaped in cross-section.
Çubukların kesiti anahtar şeklindedir.
-
rods
cubuk
-
columnar
sutun
-
bluis
mavımsı
-
beneath
altında
-
manifestation
belırtısı
-
-
Local file Local file
-
Kırık olan dişli ön bölgeden ölçüalınır. Kırık olan dişler kompozitveya blokaj materyali ile şekilverilir.
once dısler alcı modele alınır.kırık olan dıs komopzıtle yapılır daha sonra sılıkon olcu maddesı ıle tekrar alcının olcusu alınır daha sonra sılıkon olcu agza yerlestırılıp agızda eksık olan yer kaplanır
-
bizotaj
dolgu kenarlarının yuvarlanması suretiyle yüzey genişletme işlemi yapılmasıdır.
-
-
Local file Local file
-
precise
hassas
-
Fragile and brittle in nature
Doğası gereği kırılgan ve kırılgan
-
place the margins of the preparation labial to the proximalcontact area to preserve it in enamel.
preparatın kenarlarını mine içinde korumak için proksimal temas alanına yerleştirin
-
Wherever possible
Mümkün olan her yerde
-
epth grooves prepared in central incisor prior to cutting for veneer
Kaplama için kesmeden önce merkezi kesici dişte hazırlanan derinlik olukları
-
his results in veneering
tamamen kaplanmasıyla sonuclanır
-
carried ou
gerceklestırılen
-
Parafunctional
çiğneme ve yutkunma dışında oluşan diş temaslarının parafonksiyon (istenmeyen fonksiyonel hareketler) olarak kabul edildiğini söyledi
-
Retraction cords can be used inthese areas.
Bu alanlarda geri çekme ipleri kullanılabilir.
-
he only logical reason for extending the marginsubgingivally is if the area is carious or defective
Kenar boşluğunu diş eti altına doğru genişletmenin tek mantıklı nedeni, alanın çürük veya kusurlu olup olmadığıdır, bu da restorasyonu garanti eder
-
At labial surface it is possible to prepare horizontal oriantation groovesnearly 0.3 mm depth by using special bur
asagıdakı resım
-
whenever possible
mümkün olduğunca
-
Trimm with flame bur
Alevli frezle düzeltme
-
To remove the outer, fluoride-rich layer of enamel that may be more resistant toacid etching
Asit aşındırmasına daha dirençli olabilecek, florür açısından zengin dış mine tabakasını çıkarmak için
-
To establish a definite finish line
Kesin bir bitiş çizgisi oluşturmak
-
undercontoured areas)
-
he roughening
puruzlendırılmesı
-
ompounded further
daha da bırlesık
-
worn
yıpranmış
-
chipped
yontulmuş
-
compromisin
uygunsuz tehlıkeye atmak
-
accomplished
tamamlanması
-
longevity
uzun omur
-
unfavorable
uygun olmayan
-
deep bite
-
peg shaped
çivi diş” (peg lateral) olarak adlandırılmaktadır.
-
Disformic teeth
temelde bir fiziksel kusuru olsun olmasın, veya hafif derecede bir fiziksel kusuru olduğu durumlarda, kişinin bu dış görünümü ile zihinsel olarak aşırı derecede uğraşması ve meşgul olması hali olarak tanımlanabilir
-
chambered
oda
-
melogenesisimperfecta
süt ve daimi dişlerde minenin oluşumunu etkileyen genetik bir hastalıktır. Ameloblastların normal dışı farklılaşmasıyla minenin yokluğu veya zayıf gelişimi şeklinde görülmektedir
-
Florosis
diş minesinin aşırı miktarda flor alması nedeniyle oluşan bir diş sağlığı durumudur
-
Crooked dentition
Çarpık dişler
-
Abrasion, erosion, atrission lesions
Aşınma, erozyon, yıpranma lezyonları
-
eroded
aşınmış
-
abraded,
aşınmış
-
malformed,
hatalı biçimlendirilmiş
-